Barış Manço ve Türkçemiz
Büyük sanatçı Barış Manço
aramızdan ayrılalı tam 19 yıl oldu. Bu dünyadan göçüp gittiğinde sadece 56
yaşındaydı, yani en verimli yaşında. Her ölüm erken kabul edilir. Hele böyle
büyük insanların ölümü yalnızca ailesini ve yakınlarını değil, bütün bir
milleti derinden üzer. Onun ölümü de milletimizi sarsmış ve tarifi imkânsız bir
kedere boğmuştur.
Barış Manço’nun Türk müziğine
yaptığı katkılar, kelimelerle anlatılabilecek ölçünün çok üzerindedir. Toplumun
her kesiminin ve her yaştan insanın sevip mırıldandığı şarkıları hâlâ kulaklarımızda
çınlıyor. Hiçbir müstehcen ifadenin, sövgünün ve ölçüsüz eleştirinin yer
almadığı eserleri; onu sağlığında hiç dinlememiş genç nesillerin dahi
beğenisini kazanmıştır. Şarkılarının sözleri, onun Türkçeyi nasıl büyük bir
başarıyla kullandığını da gösterir niteliktedir. Çağında dahi az kullanılan,
bir kısmı bugün unutulmuş bulunan kelimeleri eserlerinde yaşatması, her birini
yerli yerince kullanması ve özellikle deyim ve atasözlerine yer vermesi Barış
Manço’nun, yalnızca Türk müziğine değil Türk diline, kültürüne ve medeniyetine
olan hizmetinin nişaneleridir. Bazen bir hayvanı merkeze alan şarkılarında
adeta fabl örneği sunarken bazen de toplumun herhangi bir simasını ele alarak
aksayan yanlarımızı ve sosyal sorunları dile getirir.

Bir dilin zenginliği kelime
kadrosunun yanı sıra deyimleridir. Deyimler ise o dilin en yoğun, en ayırt
edici unsurlarını meydana getirirler. Çok geniş anlamları mecazın imkânlarını
kullanarak sunan deyimler, çoğumuzun farkında bile olmadan günlük hayatımızda
kullandığı dil varlıklarıdır. Konuşma ve yazı dilinde kullanılmaları bir yana
bunların müzik eserlerinde güfte içinde yer alması hem daha zordur, hem de buna
mukabil daha yüksek bir sanat eserini işaret eder. Eserlerinde kullandığı deyim
ve atasözleri üzerine yapılan çalışmalarda yüzlerce deyim, onlarca atasözü
kullandığı anlaşılmıştır ki bu, onun derinlikli bir sanatçı olduğunu ispata
kâfidir.
Halk arasında meşhur olmuş,
dilden dile dolaşan şarkılarında kullandığı “deveye hendek atlatmak”,
“mercimeği fırına vermek”, “su üstüne yazı yazmak”, “Abbas yolcu olmak” gibi
deyimler ile “ateş düştüğü yeri yakar”, “bir çiçekle bahar olmaz”, “armudun
iyisini ayılar yer”, “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar”, “baba oğluna bir
bağ bağışlamış, oğlu bir salkım üzümü kıyamamış”, “bir fincan kahvenin kırk yıl
hatırı olur”, “açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” vb. atasözleri yerli yerinde
kullanılmış ve özellikle gençlerin bu konulardaki farkındalık ve
hassasiyetlerini artırmıştır. Nitekim günümüzde Barış Manço’nun eserlerinin bu
yönü okullarda ders konusu bile edilmektedir.
Sadece bir müzik sanatçısı değil,
seyahatleri ile ülkesinin kültür elçisi, yaptığı programlarla çocukların neşeli
öğretmeni ve tüm bu yönleriyle gerçek bir halk ozanı olan Barış Manço’nun yeri,
ölümünün üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen doldurulamadığı gibi her eseriyle
önemli bir toplumsal meseleyi gündeme getirmesiyle bugün de insanımıza
rehberlik etmeye, ümit vermeye, dürüstlük aşılamaya devam etmektedir.
Toplumumuzun ve bütün bir insanlığın, ondan alacağı ibretli tavsiyeler çoktur. Bu
sebeple erken yaşta aramızdan ayrılmasından, biraz da bu yönüyle
hayıflanıyoruz. Hatırası önünde saygıyla eğiliyor ve rahmet diliyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder