İhtifalci Mehmet Ziya Bey ve İstanbul ve Boğaziçi Adlı Eseri
İhtifalci Mehmet Ziya Bey ve İstanbul ve
Boğaziçi Adlı Eseri
Bizans ve Osmanlı Medeniyetlerinin Ölümsüz
Mirası
Hazırlayanlar: Dr. Murat Ali Karavelioğlu vd.
Son dönem Osmanlı
aydınlarından ve tarihçilerinden olan İhtifalci Mehmet Ziya Bey, Tür kültür
tarihine dair çok sayıda eserin yazarıdır. Bu çalışmada, özellikle Bizans ve
Osmanlı eserlerini anlattığı İstanbul ve Boğaziçi isimli büyük eseriyle tanınan
yazarın hayatı, eserleri ve söz konusu önemli eseri hakkında bilgi sunulmuş ve
İstanbul’a yaptığı hizmetlerin bir yönü anlatılmıştır.
Mehmet Ziya Bey’i
tarihçiliğinin ve İstanbul’a yaptığı hizmetlerin yanı sıra üne kavuşturan
yönlerinden biri de onun, önemli tarihi olayların yıldönümlerinde yahut meşhur
Türk büyüklerinin ölüm yıldönümlerinde yaptığı ihtifaller, yani anma
programlarıdır. Mehmet Ziya Bey, böyle özel günlerde yalnızca kutlama
programları tertip etmekle kalmaz konuşmalar da yapardı. Ziya Bey, II. Meşrutiyet’in
ilanından sonra meclise çektiği bir telgrafla Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun
resmi ve milli bayramlar arasına alınmasını sağlamış, Barbaros Hayrettin
Paşa’dan Sokullu Mehmet Paşa’ya kadar pek çok Türk büyüğünün hatırasına anma
törenleri düzenlenmesine ön ayak olmuştu. Hatta Fransız yazar Pierre Loti’nin
İstanbul’a son gelişlerinden birinde onun adına bir mehtap faslı düzenlemesi
için resmen görevlendirilmişti. Bu yönüyle Mehmet Ziya Bey, artık çoktan
yitirdiğimiz vefa duygusunun mücessem anıtı sayılabilir.
İhtifalci Mehmet Ziya
Bey’in şüphesiz en önemli ve en büyük eseri olan bu kitabın birinci cildi
1336/1920 tarihinde Maarif-i Umumiye Nezareti Telif ve Tercüme Dairesi’nin
yayını olarak çıkmış, ikinci cildinin yayını için ise 1928 tarihini beklemek
gerekmiştir.
Yazar, İstanbul’un
Bizans ve Osmanlı dönemlerini anlattığı bu eserinde sadece kroniklerden
yararlanmakla kalmamış, şehrin adeta her sokağını gezip dolaşmıştır. Bu sebeple
İstanbul ve Boğaziçi, kaynakların
mütalaalarını aktaran bir eser olmayıp belki bundan çok yıllar boyunca İstanbul
sokaklarında kaleme alınan ve onlarca resimle süslenen büyük bir vesika kabul
edilmelidir.
Eser, uzun bir Giriş
bölümüyle başlar. Burada yazar, Bizans tarihinin hüzünlü, çalkantılı ve
dokunaklı bir tarihi kesit olduğunu, fakat aynı zamanda en az ilgi gösterilen
tarihlerden biri de olduğunu söyler. Burada Latin istilasının İstanbul’da
yaptığı tahribat uzun uzadıya anlatılır. Doğu Roma’nın uzun asırlar içindeki
durumu, yer yer Batı Roma ile de kıyaslanarak tespit edilir. Bu tespitler
yapılırken Bizans’ın imparatorları ve dönemlerinde olan olaylar kronolojik sıra
takip edilerek kısaca aktarılır. Özellikle Batılı yazarlardan sıkça alıntılar
yapılır. Bizans İstanbul’u hakkında eser veren yazarlar sıralanır ve her birinin
verdikleri değerli bilgilerin mahiyeti hatırlatılır. Eserin ikinci cildini
meydana getiren Osmanlı dönemi eserlerinin incelenmesi gereği de yine eski
kaynaklardan ve kişisel araştırmalardan yola çıkılarak belirtilir (Bkz. Murat Ali
Karavelioğlu
vd, İhtifalci Mehmed Ziya Bey İstanbul ve
Boğaziçi – Bizans ve Osmanlı Medeniyetlerinin Ölümsüz Mirası, Karizma A.Ş.
İstanbul 2005).
İstanbul
ve Boğaziçi’nin
tamamı on altı bölümden meydana gelmektedir. Bu bölümlerden ilk altısı, Doğu
Roma dönemi tarihi eserlerinin anlatıldığı birinci ciltte, kalan bölümler de
Osmanlı dönemi tarihi eserlerinin anlatıldığı ikinci ciltte yer alır.
İstanbul’un büyük caddeleri, surları, kapıları, meydanları, büyük camileri,
sarayları, çeşmeleri, limanları ve daha birçok yönleri tarihi süreç içerisinde
ayrıntılarıyla, adeta gezer gibi ve çok kıymetli resim ve çizimlerle
anlatılmıştır. Eserde yer alan fotoğraf ve çizimler, en az eserin içeriği kadar
değer arz eder. Doğrusu, yüz yılı aşkın bir süre önce İstanbul’un en önemli
tarihi mekânlarını fotoğraflamak, çizimle kayıt altına almak kitabın
orijinalliğini artırmaktadır. Tıpkı bunun gibi kitabelerin okunuşunu
kaydetmesi, efsane ve söylencelere yer vermesi vb yönleriyle yazar, sözlü ve
yazılı edebiyatın imkânlarından yararlanmış ve eserini zenginleştirmiştir.
Eserin,
sadeleştirilerek yeni harflere aktarılmış bir yayını 2005 yılında Murat Karavelioğlu, Enfel Doğan, Yahya Başkan, İsmail
Mangaltepe ve İsmail Karaca tarafından yapılmıştır.
Ayrıca Murat A. Karavelioğlu, 2009 yılında
düzenlenen bilimsel bir toplantıda yazarı ve eseri tüm yönleriyle tanıtmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder